8 Mayıs 2009 Cuma

inanmadan yaşanmaz


küçükken nasıl bir ortamdaysam artık farklı inançlarla yetiştim.
bunlardan üç tanesini paylaşmak istiyorum.

  • cine5 in henüz şifreli olduğu dönemler.görüntü yok.cızırtılı cızırtılı yani.şöyle bişey demişlerdi o zamanlar;
eğer ki tv ekranına deodorant ya da saç spreyi sıkarsanız cine5'in şifresi kalkıcak o noktalar silinicek ve görüntü gelicek.alakaya bak.
mantığın ve elektrik elektroniğin geldiği son nokta.

  • gökkuşağının ucunda altınlar olduğuna inanmak.
aman yareppi.bu nasıl bir cinslik nasıl bir açgözlülük nasıl bir paracılıktır. hayır ufacık çocukların beyinlerine o yaşta parasal mevzuları sokmanın ne anlamı var? çiçek var de böcek var de. çocuk altını ne yapsın ki. çamurla oynar mesela güzel güzel,ama altınla ne yapsın alla aşkına?

  • şelalelerin ardında(o akan suyun ardında) bambaşka bir dünya olduğu..

evet.ben hala inanıyorum buna.var bence.leylak ağaçlarıyla dolu,suların su değil şarap olduğu,kuşların ötüştüğü,aşkın hala varolduğu,masallardan masal,acılardan gerçek
çiçek gibi bir dünya.getirin boyaları.resmini bile çizerim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder